Eğitim hakkı alma hakkı anayasamızda ve AİHS ile korunan anayasal ve evrensel bir haktır. Kişiler yaşamları boyunca eğitim alabilirler ve kendi eğitim düzeylerini geliştirebilirler. Yeter ki bu hak diğer haklarda olduğu gibi kötü niyetli kullanılmayacak olsun. Çoğu zaman bu durum olması gerekenin aksine eşler arasında sınırlandırılmak istenmektedir. Eşin evin işlerini aksatacağına olan inanç ve aile içindeki kıskançlık nedeniyle eşin eğitim almasına engel olunmaya çalışılmaktadır. Eğitim almak isteyen eşe çeşitli baskılar uygulanarak evlilik birliği çekilmez hale getirilmektedir. Bu yetmezmiş gibi eşe boşanma davalarında kusur yüklenilmeye çalışılmaktadır. Yargıtay aşağıda belirtilen kararında ise bu duruma açıklık getirmiştir. Eşin eğitim almasının aile birliğine katkısı olacağından ve bu hakkının kullanılmasının engellemesinde eşin temel hak ve hürriyetleri kısıtlanacağından dolayı boşanma davasında eşe kusur yüklenemeyeceği açıkça belirtilmiştir. İlgili Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere eğitim hayatının kısıtlanması eşler arasında boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir.
YARGITAY, 2. HUKUK DAİRESİ, 2015/18094 E. , 2016/10624 K. , 23.5.2016 T.
“..Yapılan yargılama ve toplanan delillerden her iki tarafında çalıştığı davacı-davalı kadının mesleğinde ilerlemek adına üniversite sınavına girdiği ve bu süreçte eşiyle fazla ilgilenemediği kabul edilse bile bu durumun geçici olup, tanık beyanlarına göre kadının genel olarak ilgili olduğu bu hususun kadına kusur olarak yansıtılamayacağı, böylelikle davalı-davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu bulunduğu erkeğin bu kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu anlaşılmakla, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) taleplerinin reddi bozmayı gerektirmiştir…”
Danışma Formu
Hizmetlerimiz hakkında bilgi almak ve sormak istedikleriniz için aşağıdaki formdan bizlere ulaşın *