TMK’da boşanma için evlilik birliğinin eşler arasında sürdürülemeyecek hale gelmesi aranır. Ayrıca TMK eşlere evlilik birliğini müşterek sürdürme görevi yüklemiştir. TMK’ya göre ev işlerini yapmak sadece kadına özgülenmiş bir durum değildir. Burada çalışan erkek eşin olması durumunda evde kalan eşin ev işlerini yapması beklenir. Çalışan çiftler için ise kadına özgü işleri eşin yapması beklenir. Her ne kadar ev işlerini yapmamak tek başına boşanma için yeterli sebep görülmesede iki tarafında ev işlerini yapmaması kusur olarak değerlendirilebilir. Evde kalan eşin ev işlerini yapmaması ve bu hususta direnmesi eşin kusur oranını artıracaktır.  Özetle evde kalan eşin ev işlerini yapmaması boşanma sebebidir.

YARGITAY, 2. HUKUK DAİRESİ, E. 2016/15619, K. 2018/4697 ,T. 9.4.2018

”…Mahkemece; “kadının davacı eşine hakaret ettiği, ev işlerini yapmadığı, başka erkeklerle görüşerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı erkeğin eşine bağımsız konut temin etmediği, annesinin evliliğe müdahalesine engel olmadığı, başka erkeklerle görüştüğünü öğrendikten sonra en son eşini evden kovduğu” gerekçesiyle tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kabul edilerek kadın yararına yoksulluk nafakasına (TMK m 175) karar verilmiş ve davacının maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talepleri reddedilmiştir..

..

. Davalı kadının temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda; eşine hakaret eden, ev işlerini yapmayan ve güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekli olup, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…”

YARGITAY, 2. HUKUK DAİRESİ, E. 2002/11949, K. 2002/13215, T. 26.11.2002

-Yapılan soruşturma, toplanan delillerle ) kadının ev işlerini yapmadığı, barlara gidip şarkıcı olacağını söylediği, kocanın da kadını baba evine bırakıp, arayıp sormadığıanlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. İki tarafın davasının da kabulü gerekir.